29 Nisan 2009 Çarşamba

Nar


(Granatapfelbaum / Granadier / Pomegranate / Rümman / Punica granatum / Pommegranate / Grenadier) Haziran-temmuz aylarinda kirmizi renkli çiçekler açan, iki ile bes metre boylarinda agaççiklar. Gövdeleri gayri muntazamdir. Yapraklar karsilikli, kisa sapli ve kirmizi kenarlidir. Çiçekler kismen sapsiz, tek tek ve birkaçi birarada bulunur. Çanak yapraklari kirmizi renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklügünde, önceleri yesil, olgunlukta kirmizimsi renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kismi, tohumlarinin etli ve bol usâreli olan kabugudur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güneydogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari meyve olarak yenildigi gibi, gövde-kök ve dal kabuklari ile meyve kabugu da tibbî olarak kullanilir. Kök ve gövde kabugu tanen, nisasta ve alkaloitler (pelletierin) tasir. Nar meyvesi kabugu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtivâ eder. Nar agaci kabugu çok eskiden beri bilhassa barsak seritlerine (tenyalara) karsi kullanilir. Yalniz zehirlenmelere yol açabileceginden dikkatli olunmalidir. Nar meyvesi kabugu, ishale karsi (% 15’lik) çay hâlinde kullanilabilir. Ayrica yün iplikler, sarimsi renklere boyanabilir. Hadîs-i serîfte nar meyvesi medhedilmistir: “Her narda bir damla cennet suyu vardir.” ve; “Nari içindeki zari ile beraber yiyiniz, çünkü mîdeyi temizler.” buyrulmaktadir. Nar, çarpintiya iyidir. Mîdeyi kuvvetlendirir. Et kismi ile sikilip içilirse, safra söker, pekligi giderir.

Nar meyvesinin % 15’inin karbonhidrat, % 0.8’inin protein olduğunu, ayrıca B1 ve B2 vitaminleri ile kalsiyum, fosfor ve demir bakımından zengin bir meyvedir. “Nar mideyi temizlemekte, deniz tutmasına karşı iyi gelmektedir. Ayrıca nar içindeki zarları ile yendiğinde mide ülserini iyileştirmektedir.”
Nar suyunun böbrek ve karaciğer hastalıklarına karşı çok faydalı olduğuna dikkati çeken Turan Karadeniz, şu bilgileri veriyor :

-Nar suyu yüksek tansiyon hastalığının tedavisinde, kalp ağrıları nda, basur hastalığının tedavisinde faydalı olmaktadır.
-Böbrek zafiyetine karşı nar suyu içilmesi yararlıdır.
-Nar suyunun harareti giderice özelliği bulunmakta, şeker ve kurdeşen hastalığına iyi gelmektedir.
-Kalbi kuvvetlendiren nar suyu, karaciğer zafiyetini gidermekte, mide iltihabını ve ağrısını geçirmektedir.
-Nar ekşisinin şeker hastalarına tavsiye edilmektedir.
-Nar şırasının şekerle hazırlanan şerbetinin idrar söktürücü özelliği vardır.
-Romatizma ağrılarının hissedildiği eklem ve uzuvlara nar şırası sürüldüğünde, ağrı kesici özelliği bulunmaktadır.
-Bayılmalara karşı nar şerbeti içilmelidir. Tatlı nar suyu, ses kısıklığı ve zatürreye karşı şifalıdır" diye konuştu.

Karadeniz, narın meyvesi ve suyunun yanı sıra çiçekleri ve kabuğunun da çeşitli yararları olduğunu kaydederek,


-Nar çiçeği bağırsak yara ve iltihaplarını iyileştirir.
-Boyun tutulmasında nar çiçeği lapası boyna konursa şifalı gelir.
-Narın kabuğu çay gibi demlenerek içildiğinde, mide ve bağırsak hastalıkları ile ishal ve dizanteriye karşı oldukça faydalı olmaktadır, dedi.

Karadeniz, zehirli hayvanların nar ağacının yetiştiği yere gelmediğini, nar kabuklarının evlerde böcek zararına karşı kullanıldığını söyledi.


Mucizevi meyvenin market raflarında satılan suları ise bu faydaları sağlamaktan uzak. Pastörizasyon işlemi ve kutuda bekleme sonucunda meyvenin besin değerinde kayıplar oluşabiliyor. Meyveyi taze olarak yemeli veya sıkılmış suyunu içmeli.

Nergis



(Aynısafa , altıncık , ölü çiçegi , öküzgözü , Narciss / Narcisse / Narcissus / calendula officinalis ) 20-60 cm boylarinda, soganli bitkilerdir. Ilkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharin müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sari veya beyaz renkli, tek tek veya birkaçi bir arada bulunurlar. Her bir çiçegin ortasinda beyaz veya sari renkli bir taci vardir. Organik maddelerce zengin, nemli, kumlu, tinli topraklari sever. Soganlariyle üretilir. Nergis türleri daha çok süs bitkisi olarak yetistirilir. Fulya, beyaz nergis, yabânî zerren gibi çesitleri vardir.

Kullanildigi yerler: Bitki, zehirli alkaloitler tasir. Kusturucu ve ishal etkilidir. Kurutulmus çiçekleri yatistirici, müshil ve ates düsürücü olarak (% 1-2’lik) çay hâlinde kullanilabilir.

Nilüfer


(Weisse Seerose / Nénuphar / White water lily) Nilüfergiller familyasindan, Nymphaea ve Numphar cinsinden su bitkilerine verilen genel addir.

Beyaz Nilüfer (Nymphaea alba): Göllerde, durgun sularda yetisen, rizomlu, çok yillik otsu bir bitki. Yapraklari su üzerinde yüzücü, yuvarlak ve kalp seklinde tabanlidir. Çiçekler, Temmuz-Agustos aylarinda su yüzeyinde açar, büyük ve beyaz renklidir.

Sari Nilüfer (Nuphar luteum): beyaz nilüferle birlikte yayilis gösterir. Beyaz nilüferden, çiçeklerin sari renkli ve bes parçali olmasi ile ayirdedilir.

Kullanildigi yerler: Daha çok havuzlarda süs bitkisi olarak yetistirilir. Her iki türün kökleri kabiz edicidir. Beyaz nilüferin çiçekleri, yatistirici ve uyusturucudur.

Nohut


(Kichererbse / Pois chiche / Chickpea / Cicer arientinum) Yemeklik baklagillerden bir bitki. Derin bir kazik köke sâhiptir. Toprak içinde 50-60 cm kadar derine gidebilir. Fazla yankökü vardir. Bunlar toprak yüzeyine yakin olup, böbrek seklinde nodoziteler (yumrular) ihtivâ eder. Gövdenin topraga yakin yaprak koltuklarindan meydana gelen çiçek saplari, çiçekleri tasir. Çiçek beslidir ve beyaz, pembe, mavimsi renklerde olabilir. Kendi çiçek tozlari ile döllenirler. Meyveleri siskin oval biçimindedirler. Uç tarafa dogru sivrilmistir. Ucunda tüyler bulunur. Meyve içinde 1-3 tohum bulunabilir. Tohumlar çakildak, kapçik adini alan torbalarda meydana gelirler. Tohumlar sekil, büyüklük ve renk bakimindan degisiklik gösterir. Beyaz, krem, sarimsi, kahverengi renklerde olabilirler.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bati, Orta ve Güneydogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Meyveleri bol nisastali ve azotlu maddelerce zengindir. Tâneleri bitkisel protein, demir, kalsiyum ve fosfor gibi mineralleri de ihtivâ eder. Vücudu kuvvetlendirir. Kuru ve tâze hâlde yenilebilir. Besleyici bir sebzedir. Nohuttan ayrica, leblebi imâlinde de faydalanilir.

Okaliptüs


(Eucalyptusbaum / Heberbaum / Eucalyptus / Ökaliptüs / Sitma agaci) Haziran-temmuz aylari arasinda, mor renkli çiçekler açan büyük agaçlardir. Yaprak sekli bitkinin yasina göre degisir. Gençlerde sapsiz, oval, açik yesil; yaslilarda ise uzunca sapli, orak seklinde, derimsi ve koyu yesildir. Çiçekler morumsu kirmizi renkte olup, her bir yapragin koltugunda birkaçi bir arada bulunur. Meyve küçük ve çok miktarda tohum tasiyan oval sekilli bir kapsüldür. Ana vatani Avustralya olan bu agaç, halk arasinda sitma ve kinin agaci olarak da taninmaktadir.

Anadolu’ya ilk defâ, Mugla vilâyetinin Fethiye kazâsinda Dalaman’da bir çiftlik kuran Misir Hidivi Abbas Hilmi Pasa tarafindan, süs agaci olarak sokulmustur. Diger taraftan Mersin-Adana demiryolu ugragindaki istasyonlarda 1886 yilinda Fransizlar tarafindan istasyon agaci olarak kullanilmistir. 1830’a dogru Avustralya’dan Italya’ya getirilen çesitli cins ökaliptüslerin kis olmasi dolayisiyla çogunlugu kurudugundan bu agacin yumusak iklimde yasamadigi kanaatine varildi. 1852’de Cezayir’de tekrar denendi. Daha sonra da Kuzey Afrika ve Güney Avrupa’da denenerek sicak mintikalarda yetisecegi anlasilmistir. 1893’te, Osmanli Devleti idâresinde bulunan Suriye’de M.H. Morel, Beyrut’taki mâlikânesinde çok miktarda ökaliptus yetistirmis ve bu mâlikânesine Lâtince olarak “Villâ Eucalypta (Ökaliptüs Köskü) adini vermistir. Çok miktarda ökaliptus bugün Afrika, Avrupa, Asya sicak iklimlerinde yetistirilerek, iktisâdî, sihhî maksatlarla dünyânin her kitasinda üretilmekte ve gün geçtikçe de ragbet bulmaktadir. Ökaliptus agaçlari, çok yüksek olan kâbiliyeti, fazla miktarda toprak suyunu alip havaya vermesi sâyesinde bataklik yerlerin kurutulmasinda insanliga olan hizmetlerinin taninmasini müteakip, yalniz Avustralya’da olan gelisme alani kisa bir zamanda çok genislemistir. Bir ökaliptus agacinin yilda ortalama 250 ton suyu alip havaya verdigi tecrübelerle anlasilmistir. 1938’den beri, yurdumuzun güney batakliklarinda da yetistirilmesine büyük önem verildi ve kisa zamanda çok ümit verici neticeler alindi. Tarsus’un Karabucak batakliginin kurutulmasiyla bölgede, sitma hastaliginin yayilmasinda önemli rol oynayan sivrisinegin nesli kesildi.

Çesitleri: Yüzden fazla çesidi olmakla birlikte, taninmis ve önemli çesitlerinden bâzilari sunlardir:

1. Eucalyptus alpina

2. Eucalyptus amplifolia

3. Eucalyptus amgydalina

4. Eucalyptus andreana

5. Eucalyptus calophylla

6. Eucalyptus citriodora

7. Eucalyptus cocciféra

8. Eucalyptus cordata

9. Eucalyptus cornuta

10. Eucalyptus cosmophylla

11. Eucalyptus diversicolor (Collossea)

12. Eucalyptus globulus

13. Eucalyptus gomphocephala

14. Eucalyptus leucoxilon

15. Eucalyptus robusta

16. Eucalyptus rostrata

17. Eucalyptus viminali

18. Eucalyptus longifolia.

Dünyânin birçok yerinde, bilhassa Brezilya’da, Kuzey Afrika veGüney Avrupa’da, Dogu ve Bati Asya’da bir zaman sitma saçarak insanlari ölüme sürükleyen korkunç batakliklar, bugün ökaliptus agacinin gölgesinde saglik ve varlik kaynagi olmustur. Ökaliptuslar, batakligi kurutarak etrafini da tarima elverisli hâle getirmektedir. Ökaliptus ormanlari, hava tesirlerini yumusatarak büyük rüzgârlara mâni olurlar, bitkilere zararli olan toz ve dumanlari tutarlar, firtina ve dolu zararlarini kismen önlerler. Üç yasindan büyük olan ormanlardaki çayir ve ot miktari da büyük ölçüde oldugundan, hayvanlarda verimi arttirmaktadir. Ayrica aricilikta da büyük faydalari görülmüstür. Ilk yillarda, aralarina misir ekilerek degerlendirilebilir. Yurdun güneyinde kurulan ökaliptus ormanlarindan, büyük ölçüde yakacak temin edilmektedir.

Kullanildigi yerler: Tâze yapraklarinin su buhari ile distillenmesi sûretiyle elde edilen ökaliptus, muhtelif cila, kafuru, çam sakizi ve zamk, yine bir nevi vernik olan kokulu reçine îmâlinde kullanilmaktadir. Halk hekimliginde, özellikle solunum yolu hastaliklarinda tercih edilir. Öksürügü keser, bogaz ve burun iltihaplarini giderir. Idrar yollarini temizler. Hâricen deri üzerine sürülmek sûretiyle antiseptik olarak da kullanilir. Ökaliptus yapraklari dogrudan dogruya kaynatilarak kullanildigi gibi, yaginin tipta da pekçok faydalari vardir. Ilâç olarak veya kaynatma ile bugu, koku hâlinde de kullanilir. Yapraklar nefes darligi, kabiz, balgam söktürücü olarak, hasere sokmalarina, her nevî ateslenmeye, nezle, nevralji, bronsit, romatizma, seker, üremi gibi hastaliklarda, yag veya eksitilerek sirke, toz sabun, pudra ve mâcun seklinde kullanilir. Ayrica ökaliptus kabuklarindan, kino reçinesi adi verilen ve içinde bol miktarda tanen bulunan bir madde, kuru damitim yoluyla elde edilmektedir. Yine ökaliptus odununun kuru damitimiyla elde edilen diger ürünler; 100 kilo odundan; 25-27 kilo kömür, 7 kilo asit asetik, 2 kilo alkol metilen, 3 kilo katran elde edilebilir.

Oltu otu




(Pyrethrum / Pyrèthre / Pyrethrum / Pyrethrum roseum / Chrysanthemum coccineum / Pireotu / Tanacetum coccineum) Nisan-haziran aylari arasinda pembemsi renkte çiçekler açan, 20-70 cm boylarinda çok yillik, tüylü ve otsu bir bitki. Dilsi çiçekler 20-30 kadar olup pembe renklidir. Kuvvetli kokuludur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzeydogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Çiçek durumundayken toplanir, kurutulur ve toz edilir. Içerisinde uçucu yag ve böcek öldürücü bilesikler (piretrin) bulunur. Böcek öldürücü olarak kullanilir. Pireotu ya da toz hali oltu tozu olarak da bilinir.

Öd agacı



(Aloe / Aloès / Aloe / Aquilaria agollocha / Eagle wood / Calambac) Kurak bölgelerde yetisen, çok yillik, yapraklari dikenli, bal özkulu (sukulent) bitkiler. Öd agaci, sari sabir olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayilis gösterir. Buna karsilik iliman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir. Memleketimizin Güneybati kesiminde de Romalilar döneminde kültürden kalmis, yabanilesmis A. vera türü yetismektedir. Bitkinin yapraklari birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir sekille çikarak yukari dogru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sik bir salkimdir. Çiçekleri sari veya kirmizidir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Güneybati Anadolu (Demre).

Kullanildigi yerler: Bitkinin yapraklarindan çikarilan usare (özsu) nin, güneste veya isitilarak yogunlastirilmasiyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalir. Bu madde sari sabir adini alir. Antrasen türevleri tasir. Kalin barsaga etkili bir müshildir. Öd agaci sivisi, pigment ve haserat ilâçlari yapiminda kullanilir. Sari sabir, bali bozar. Memleketimizde süs bitkisi olarak çok yetistirilmektedir. Ayrica agacin odunu ve kabugu yakilinca hos bir koku verir. Tütsü olarak kullanilir.

Öküz Gözü



(Dagkestanesi / arnica / Arnique) Bilesikgiller familyasindan, çayir ve ormanlarda yetisen, papatyayi andiran çok yillik bir bitkidir. Kömeçleri turuncu ve saridir. Çiçekleri kullanilir.

Kullanildigi yerler: Kusturucudur. Sinir sistemini çok siddetli sekilde uyarir. Haricen kullanildigi takdirde romatizma agrilarini dindirir. Yaralari iyilestirir. Fazla kullanilmamalidir.

Ökse otu

(Weisse Mistel / Gui / Mistletoe / Burç / Çekem / Viscum) Mart-nisan aylari arasinda, dallarin ucunda sarimsi-yesil renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda, kisin yapraklarini dökmeyen, çali tipinde, iki evcikli, yari parazit bitkiler. Halk arasinda burç, çeti, çekem, gökçe, gövelek, yalinkaya gibi isimlerle bilinir. Ökseotu, havstoryum adi verilen emeçleriyle, kendini odunlu bitkilerin dallari üzerine tespit ederek yasar. Memleketimizde çok degisik agaçlar (çam, köknar, sögüt, kavak, armut, elma, kayisi gibi meyve agaçlari) üzerinde yetisir. Bitkinin dallari ve yapraklari karsiliklidir. Yapraklar sarimsi yesil renkte, sapsiz ve derimsidir. Meyveleri 8-10 cm çapinda, küre seklinde toparlak ve beyaz, iç kismi yapiskanli olup, yapraklarin veya dallarin arasinda sapsiz olarak birkaçi birarada bulunur. Ökseotu, ardiç kuslari ile daldan dala ve agaçtan agaca tasinir. Bu kuslar, meyvanin yapiskan kismini severek yerler ve bu esnâda gagalarina yapisan kismi temizlemek için, gagalarini dallara sürterler ve böylece tohumlarini bu kisimlara bulastirirlar. Tohumlar burada çimlenir ve gelisirler. Ayrica kuslarin diskilari vâsitasiyla disari atilan tohumlarin dallar üzerinde tutunarak çimlenmesiyle gelisirler. Bitkinin meyveleri insanlar için zehirlidir.

Kullanildigi yerler: Bitki rezin, saponinler, alkaloitler tasir. Meyve ve yaprakli dallar kabiz, idrar arttirici, tansiyon düsürücü ve kusturucudur. Meyveleri ezilerek, çibanlar üzerine konulup, cerahatin disari çikmasini saglar. Romatizma agrilarina karsi da kullanilir.

Kayıplar (Prof. Dr. Afet İnan 1908-1985)

8 Haziran 1985 günü kaybettiğimiz değerli tarihçi ve yazar Prof. Dr. Afet İnan, 1908 yılında Selanik vilâyetinin Doyran kazasında doğmuştur.Orman müfettişliği ve orman müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, 1930-1939 yılları arasında da Bolu milletvekilliği yapmış olan İsmail Hakkı Uzmay’ın kızıdır, ilköğrenimini 1920’de Biga’da bitirmiş ve 1922-1923 öğretim yılında imtihan vererek Bursa Kız Öğretmen Okulu’nun 3. sınıfına kaydedilmiş, 1925 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl İzmir’de öğretmenliğe başlamıştır. Bu sıralarda M. Kemal Atatürk ile tanışan Afet inan, Atatürk tarafından Lausanne’a dil öğrenmeye gönderilmiştir. 1925-1927 yıllarında Lausanne’da, 1528-1929’da ise İstanbul Fransız Kız Lisesi’nde dil öğrenimine devam etmiş ve 1929 yılında Ankara Musiki Öğretmen Okulu’na tayin edilmiştir. 1930’da imtihana girerek ortaöğretim tarih öğretmenliği ehliyetnamesi almış ve 1932-1935 yıllarında Ankara Kız Lisesi’nde tarih öğretmenliği yapmıştır.

1935’ten 1938’e kadar Cenevre Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Bilimler Fakültesi’nin Yakın ve Modern Çağlar Tarih Bölümü’ne devam ederek 1938’de lisans ve 1939’da da doktora diplomasını almıştır. 1939’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin tarih bölümüne doçent vekili, 1942’de doçent ve 1950’de profesör olmuştur. 1971 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde kurulan “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kürsüsü” Başkanlığına getirilmiş, bu görevin yanı sıra “Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü” Müdürlüğü de yapmıştır. 1977 yılında emekli olmuştur.

Afet inan, 1930 yılında toplanan VI. Türk Ocağı Kurultayında Aksaray delegesi olarak bulunduğu sırada Atatürk’ün direktif ve teşvikiyle bir “Türk Tarih Heyeti” kurulmasını teklif etmiştir. Bu heyet, Türk Ocağı içinde bir yıl çalışmış, 12 Nisan 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) adı ile müstakil bir bilim cemiyeti olmuştur. Bu kurumun kurucu üyelerinden olan Afet İnan, kurum içindeki çalışmalarıyla özellikle yurdumuzun arkeolojik eserlerinin ortaya çıkarılmasını desteklemiş, bu arkeolojik eserler ve Türk medeniyetine ait örnekler üzerinde incelemelerde bulunarak Avrupa’daki bilim cemiyetlerine ve milletlerarası kongrelere bildiriler vermiştir. Özellikle Türk medeniyeti, kadın hakları, Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti devri ve Türk inkılâpları üzerinde çalışmış olan Afet İnan’ın Atatürk’le beraber çalıştığı yıllarda tutmuş olduğu notlar ve hatıraları o devir tarihimize bilgi vermesi bakımından önemli belgelerdir.

KİTAP HALİNDE YAYINLARI

YURT BlLGİSİ’NE AİT KİTAPLAR

1—İntihâb (Seçim), 71 sayfa, Devlet Matbaası, İstanbul 1930.

2 — Askerlik Vazifesi, 77 sayfa, Devlet Matbaası, İstanbul 1930.

3 — Vergi Bilgisi, 93 sayfa, Devlet Matbaası, İstanbul 1930.

4 — Şirketler ve Bankalar, 172 sayfa, Milliyet Matbaası, İstanbul 1930.

5 — Vatandaş için Medenî Bilgiler, 141 sayfa, Milliyet Matbaası, İstanbul 1930.

Bu kitaplardaki yazıların bir kısmı doğrudan doğruya Atatürk’ün notları veya O’nun tavsiyesiyle yazarın, çeşitli uzman ve kuruluşlardan topladığı bilgilerden meydana gelmiştir.

TARİH’E AİT KİTAPLAR

1 —Türk Tarihinin Ana Hatları, 605 sayfa, (Kollektif eser, Türk Tarihi Tetkik Heyeti), Mf. Vekâleti yayınları, Devlet Matbaası, İstanbul 1930.

— Türk Tarihinin Ana Hatları, 87 sayfa, Methal Kısmı (Kollektif eser, Türk Tarihi Tetkik Heyeti), Mf. Vek. yayını, Devlet Matbaası, İstanbul 1931.

2— Türk Tarihi Hakkında Mütalâalar, Afet, Prof. Sadri Maksudi ve Dr. Reşit Galib, 26 sayfa, Türk ocakları neşriyatı, 1930.

3—Recherches Sur les Caracteres Anthropologiques des Populations de la Turquie, 175 sayfa. (Enquetesur 64.000 individus). These presentee â la Faculte des Sciences Economiques et Sociales de L’Universite de Geneve, pour l’obtention du grade de docteur en sociologie. La Faculte des Sciences Economiques et Sociales, sur le preavis d’une commission composee de M. le Dr. L. Mayet Prof. â la Faculte des Sciences de L’Universite de Lyon et de M. M. Les Professeurs A. Babel, P. E. Martin et E. Pittard, ont avise l’impression de la presente these, şans entendre par lâ emettre d’opinion sur les propositions qui y sont enoncees. No: 61. Imperimerie Albert Kunding, Geneve, 1939.

— L’Anatolie le pays de la “Race” Turquie. Recherches Sur Les Caracteres Anthropologiques des Populations de la Turquie (Enquete sur 64.000 individus).
Publication de la faculte des Sciences Economiques et Sociales de L’Universite de Geneve, 175 sayfa, Vol. II, Preface de M. Le Prof. Eugene Pittard, Recteur de L’Universie. imp. Albert Kunding, Geneve 1941.

— Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi, 198 sayfa, Türk Tarih Kurumu yayınları VII. Seri No. 15, grafik ve resimli, Tarih kısmına ilâvelerle, TTK Basımevi, Ankara 1947.

4 — Aperçu General sur L’Historie Economique de L’Empire Turc-Ottoman, Preface de M. le Prof. Antony Babel, 114 sayfa, Resimli, Türk Tarih Kurumu yayınları VIII. seri No. 6, Maarif Matbaası, İstanbul 1941.

— İkinci baskı, Dizi VIII. Sayı 6 a, TTK Basımevi, Ankara 1976

5 — Atatürk Hakkında Konferanslar, Türk Devrim Konferansları, Prof. Enver Ziya Karal ile beraber, 78 sayfa, DTCF yayınları. No. 56, TTK Basımevi, Ankara 1946.

6 — Atatürk’ten Hatıralar, 200 sayfa, 25 makale. (Bu kitabın geliri Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Talebe Cemiyetine verilmiştir). TTK Basımevi, Ankara 1950.

7 — Atatürk’ü Anarken, 180 sayfa, TTK Basımevi, Ankara 1955. Geliri Afyon, Zafer Tepe anıt ve tesislerine verilmiştir.

— ikinci baskı, 206 sayfa, Ankara 1956.

8 — Türk Amirali Pirî Reis’in Hayatı ve Eserleri, Piri Reis’in Amerika Haritası, (1513-1528) Resimli ve haritalı, 69 sayfa, küçük boy, Harita Um. Md. TTK Basımevi, Ankara 1954.

— The oldest Map of America, Drawn by Pirî Reis, 64 sayfa, İngilizceye çeviren: Leman Yolaç, Harita Um. Md. ve TTK Basımevi, Ankara 1954.

— Pirî Reis’in Hayatı ve Eserleri, Amerika’nın En Eski Haritaları, 89 sayfa, 4 renkli resim, haritalar, TTK VII. Dizi sayı 69, Ankara 1974.

Aynı kitap, ilâvelerle 117 Sayfa, TTK Dizi VII., sayı 69 , 1983.

— Life and Works of Pirî Reis, The Oldest Map of America, Translated by Dr. Leman Yolaç-Prof. Dr. Engin Üzmen, 88 sayfa, resimli ve haritalı, TTK yayınları Dizi VIII. Sayı 69a, TTK Basımevi, Ankara 1975.

9 — Eski Mısır Tarih ve Medeniyeti, Dünya tarihi, resimli ve haritalı, 393 sayfa, Türk Tarih Kurumu yayınları, Dizi XIII. Sayı, 6, TTK Basımevi, Ankara 1956.

10 — Mimar Koca Sinan, resim ve haritalı, 64 sayfa, küçük boy, Türkiye Emlâk Kredi Bankası, Ankara Güzel Sanatlar Matbaası, 1956.

— İkinci baskı, ilâvelerle büyük boy 88 sayfa, resimli, Türkiye Emlâk Kredi Bankası yayını, No. 3. Ayyıldız Matbaası Anonim Şirketi, 9 Nisan Ankara 1968.

11—Herkesin Bir Dünyası Var, (makaleler), 191 sayfa, Küçük boy, TTK Basımevi Ankara 1958.

12 — Atatürk Hakkında Hâtıralar ve Belgeler, 304 sayfa, 49 belge ve resim, T. tş Bankası yayınları “Atatürk ve Devrim serisi” No. 10, Ankara 1959.

— İkinci baskı, 351 sayfa, 50 resim ve belge, T. İş Bankası yayınları, Ajans Türk Matbaacılık Sanayii, Ankara 1968.

— Üçüncü baskı, 354 sayfa, T. İş Bankası Kültür Yayınları, Atatürk dizisi No. 9, TTK Basımevi, 1981.

— Dördüncü baskı, 1984.

13 — Atatürk’ün Askerliğe Dair Eserleri, T. iş Bankası yayınları, Atatürk ve Devrim serisi No. 8, Doğuş Ltd. Şirketi Matbaası, Ankara 1959.

14 — Tarih Üzerine İnceleme ve Makaleler, 444 sayfa, Akın Matbaası, Ankara 1960.

15 — L’emencipation de la Femme Turquie, 70 sayfa, Unesco yayınları, Imprime par George Thone, Liege, (Belgique) 1962.

— The Emancipation of the Turkish Women, 63 sayfa, Unesco yayınları, Netherlandes Amsterdam 1962.

— Atatürk et L’emancipation de la Femme, Unesco “Le Courrier”. XVI. Annee. (Fransızca, ingilizce, İspanyolca, Rusça, Almanca, Arapça, Japonca, İtalyanca) Decembre

16 — Taymis’ten Üsküdar’a, From the Thames to Scutari, İngilizceye çeviren Prof. Dr. Engin Üzmen, Londra BBC Türkçe yayınlarda konuşmalar, 88 sayfa, Kadının Sosyal Hayatını Tetkik Kurumu yayınları, No. 8. TTK Basımevi, Ankara 1964.

17 — Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması, Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri, 169 sayfa, Millî Eğitim Bakanlığı yayınları, Atatürk serisi No. 10, İstanbul 1964.

— İkinci baskı, ilâvelerle 185 sayfa. Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1968.

— Üçüncü baskı, ilâvelerle 280 sayfa, belgeler ve resimler, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1975-

— Dördüncü baskı, ilâvelerle 293 sayfa, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1982.

18 —Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları, 557 Sayfa, Türk Tarih Kurumu yayınları, Dizi XVI. Sayı 9, TTK Basımevi, Ankara 1969.

19 — Atatürk’ten Yazdıklarım, 60 sayfa metin, 26 sayfa el yazısı, 7 resim, küçük boy, Altınok Matbaası, Ankara 1969.

20 — Kayseri Gevher Nesibe Şifaiyesi, 28 sayfa, 24 resim ve plân. Hacettepe Üniversitesi yayınları No. 8. (1954-1968) yılları arasında bu konuda yazdıklarından özetlenmiştir. (Hacettepe Üniversite Gevher Nesibe Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimler Enstitüsü’nün Kayseri’de temel atma töreni münasebetiyle. 20 Nisan 1969), Güzel İstanbul Matbaası, Ankara 1969.

21—Tarih’ten Bugün’e, 23 Nisan 1920 Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Açılışının Ellinci Yıldönümü için Konferans ve Makaleler, 240 sayfa, T. iş Bankası Kültür Yayınları, TTK Basımevi, Ankara 1970.

22 — “Mesud’um Çünkü Muvaffak Oldum”, Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım, Millî Eğitim Bakanlığı yayınları (1000) temel eser, No: 55, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1971-

23 — “Devletçilik” ilkesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Beş Yıllık Sanayi Plânı 1933, Türk Tarih Kurumu yayınları, Dizi XVI. Sayı 14, TTK Basımevi, Ankara 1972.

24 — ikinci Beş Yıllık Sanayi Plânı, 1936 Raporları, Önsöz, TTK Dizi XVI. Sayı. 21. TTK Basımevi, Ankara 1973.

25 — Ellinci Yılda Tarih’ten Geleceğe, T. iş Bankası Kültür Yayınları, 130 sayfa, Atatürk dizisi No. 20, TTK Basımevi, Ankara 1973.

26 — Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, 180 sayfa, resimli ve haritalı, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı, Cumhuriyet’in 50. Yıldönümü yayınları, No. 10, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1973.

— İkinci baskı, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, 222 sayfa, resimli ve haritalı, Dizi XVI. Sa. 34, TTK Basımevi, Ankara 1977.

— History of the Turkish Revolution and Turkish Republic.

Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından Prof. Dr. Ahmed Uysal’a İngilizce’ye çevirisi yaptırılmış ve 1981’de Pars Matbaasında basılmıştır.

27 — Cumhuriyetin 50. Yılı için Köylerimiz, 118 sayfa, TTK dizi XVI. sayı 36, Ankara 1978.

28 — Atatürk’ten Mektuplar, 103 sayfa, Dizi XVI. Sayı 42, TTK Basımevi, Ankara 1981.

29 — İzmir iktisat Kongresi, (17 Şubat-21 Mart 1923) 104 sayfa, Dizi XVI. Sa. 46, TTK Basımevi, Ankara 1982.

30 — Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, 71 sayfa, el yazıları, TTK Dizi XXIII. Sa. 7, 1983.
———————-
- ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 3, Cilt: I, Temmuz 1985