Imagehyper Banner

İş İmkanı

Kolay Yoldan Para Kazanma

Banner 1

Reklam İzle Kazan

12 Mart 2009 Perşembe

Bu Belki Son Günündür.


Bu Belki Son Günündür.

Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı. Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu; -Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen nolur!”muş. Bu gün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu etkilesin! Bunu mu istiyorsun? -Tamam bey, bitti işte. Adam açık mavi göleği hışımla aldı; -Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar. Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini sakinleştirmeye çabaladı; -Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin. -Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım. Herkesten önce gitmeliyim ki, gelecek önemli konuklara ‘Hoş geldi’ demeliyim. Adam bir sürü söz daha söylenerek, bağırarak çıktı, arabasını çalıştırıp uzaklaştı. Hanımı, direksiyon başında da öfke saçan eşinin halinden endişelendi, “Bir kaza yapmasa bari…” Eşi uzaklaşınca, çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya çalıştı. -Madem erkenden kalktınız, hemen size sultanlara layık bir kahvaltı hazırlayıp getireceğim. Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için hemen neşeli müzikler çalan bir radyoyu açtı. Ocağa haşlamak için yumurta koydu, cezvede süt ısıtmaya başladı. Masaya zeytin, peynir, reçel koymayı da ihmal etmedi.
Biraz sonra çocuklarına seslendi
-Kahvaltınız hazııır!
Çocuklar kahvaltıya otururken, radyoda müziğin birden kesilmesi dikkatini çekti. Son dakika haberi anonsuyla, radyonun sesini biraz daha açtı. Radyo’da zincirleme bir kaza haberi vardı. Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti spiker ama kazanın yerini söylediği andan itibaren o sandalyesine yığılıp kalmıştı. Spikerin bahsettiği kaza yeri, kocasının her gün işe giderken geçtiği dörtlü kavşaktı.
Eşinin bu kavşaktaki trafikten şikayetçi olduğunu, her sabah yoğun bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. “Geç kaldım diye acele edip acaba o da…” Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, hemen ayağa kalktı.
-Çocuklar, unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. Kahvaltınızı yapıp salona geçin, oynayın. Benim acil bir yere uğramam gerek, kapıyı da kimseye açmayın tamam mı?
Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, çok kısa süreli de olsa evde yalnız bırakmak zorunda kalsa tekrar tekrar tembihte bulunurdu.
Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, cebine de bir taksi parası aldı. Kapıya yöneldiğinde kocasının bu kazada ölmüş olabileceği endişesiyle kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, ağlamaya başlamıştı. Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, açık olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. İçindeki acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, giderken kendisini kırması ve çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da kaynaklandığını anladı. Oysa her zaman böyle öfkeli değildi.
-Eğer ölürse, çocuklarım babalarını, son gördükleri haliyle mi hatırlayacak? Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak akıllarında?
Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama artık akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. Hemen kapıyı açıp dışarı çıkmak için hamle yaptı ama karşısında kapıya doğru adım atmakta olan kocası vardı.
Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı; “Haberleri mi dinledin?” diye sordu. Hanımı, konuşamadan sadece başıyla onayladı. Adam, önce sarıldı, sonra eşinin yanaklarını sildi.Hanımı zorlukla sordu;
-Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün?
-Kaza benim hemen yakınımda oldu. O anda toplantıdan daha önemli bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Eğer o kazada ölseydim…
O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, babalarının yine öfkeli olabileceğini düşünerek, annelerinin yanında durmuştu. Adam, bütün içten, samimi gülümsemesiyle çocuklarını yanına çağırdı, boyunlarına sarıldı, yanaklarından öptü.
-Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve evden çıkarken, sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. Böyle önemli bir şey unutulur mu hiç. Ne yapalım, ben de geri döndüm.

10 Mart 2009 Salı

istanbul meşur isimleri anlamları ve aldığı yer

Bebek


Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. Diğeri ise padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması
Bakırköy
Bizanslıların 'Makri Hori' dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince 'Makriköy' adını aldı. 1925'te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk'ün isteğiyle semt Bakırköy adını aldı.
Taksim
Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.
Beyoğlu
Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, Islamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor semt. Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diye hitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.
Bostancı
Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.
Aksaray
Fatih'in sadrazamı Ishak Paşa, Iç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler
Üsküdar
Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a dönüştü.
Şişli
Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin Konağı' hâline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.
Şaşkınbakkal
Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı

En çok merak edilen nedenler ve sorular


Soğan neden ağlatır? Kesilen soğanın dokusu alinaz enzimi salgılar. Bu enzim sülfoksitleri sülfenik aside çevirir. Bu asitler kendiliğinden yeniden şekillenir ve gözyaşlarının oluşmasını sağlayan sin-propanetiyal-S-oksit meydana gelir. Bu, yaklaşık otuz saniye sürer ve kimyasal etkisini beş dakika içinde kaybeder. Gözün ön tabakasında yer alan kornea, dışarıdan gelecek fiziksel ve kimyasal etkilere karşı gözü korur. Bu amaçla kornea üzerinde yüksek duyarlılıkta sinirler bulunur. Korneada ayrıca, gözyaşı bezlerini harekete geçirecek algılayıcılar da vardır. Serbest sinir uçları sin-propanetiyal-S-oksiti algıladıklarında, sinir sistemi harekete geçer ve gözyaşı bezinden salgılanan sıvı ile zararlı madde korneadan temizlenir. Soğanın bu etkisini ortadan kaldırmak için, soymadan önce soğanı ısıtabilir ve enzim aktivitesini bozarak gözlerimizin yaşarmasını engelleyebiliriz. Sabunun dış kısmı daima temiz midir? Kesinlikle hayır. Kullanıldıktan sonra sabunun dış yüzeyinde su,köpük ve kir kalır.Su ve köpük kurur ama kir ordadır. Solak insanlar daha detaylı mı düşünür? Hayır, sağ el ya da sol elini kullananlar arasında böyle bir yetenek farklılığı olduğunu öne süren bir çalışma yoktur. Kafanızın büyüklüğü IQ'nuzu etkiler mi? Hayır. 1998'de yapılan bir çalışma kafanın büyüklüğüyle beynin büyüklüğü arasında bir bağlantı olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır fakat, IQ'nun boyutla bir ilgisi yoktur en azından genç ve sağlıklı yetişkinlerde. Burnunuzu çarptığınızda neden gözleriniz yaşarır? Burun yumuşak ve hassastır ve geniz yolu gözlere gözyaşı kanalı ile bağlıdır.Normalde bu lakrimal sıvı(gözyaşı) burun yoluyla drenaj sağlar. Ama burunda toplanan bu sıvı yeterli olduğunda burunun akışı normal boşaltma yolunu engelleyebilir gidecek hiçbir yeri olmadağı için gözyaşları akar

Süper Loto'yu tuturmanın garanti yöntemi

26 milyon lira ve 2 bin 242 kişilik ekibiniz varsa, ikramiye sizin! Personeliniz ve 4 gün 24 saat çalışır, 63 adet de ’Süper Loto’ işlem makinesi bulursanız ’6 şanslı rakamı’ garantilediniz demek.
Türkiye’yi yaklaşık 50 milyon TL ikramiyesi ile ’Süper Loto’çılgınlığı sardı. İşte bu baş döndüren ikramiye, Türkiye’deki milyonlarca kişiye ’ya bana çıkarsa’hayalleri gördürüyor. Peki milyoner olmak için kurulan hayaller çok mu uzak? İşte bu soruların cevabı matematiğin alanına giriyor.
İhtimaller hesabı yapıldığında Süper Loto’da ’şanslı 6 rakamı’bulmak için toplam 25 milyon 827 bin 165 kolon oynamak gerekiyor. Bir kolon 1 TL olduğuna göre toplam 25 milyon 827 bin 165’lik; bütçe gerekiyor. Ama burada ufak bir detay ön plana çıkıyor. Bu kadar masraf yaptıktan sonra yatırdığınız parayı bile kurtaramayabilirsiniz. 34 milyon 150 bin bu haftaya devretti ve ikramiyenin yaklaşık 50 milyon olacağı tahmin ediliyor. 26 milyon harcayıp 50 milyon kazanmak mantıklı. Ama eğer iki kişi bilirse maliyeti kurtaramıyorsunuz. Çünkü 50 milyon ikiye bölünecek ve siz 25 milyon TL alacaksınız. Bu durumda bile 1 milyon TL zarardasınız.
Kupon doldurmak zor
Diyelim ki; 26 milyon bütçeniz var ve 50 milyon YTL kazanmak ve paranızı ikiye katlamak istiyorsunuz. Süper Loto’da 6 kolon bulunuyor. Bu noktada toplam 4 milyon 304 bin 528 kupona ihtiyacımız olacak. hızlı bir işaretleme ile bir kolon yaklaşık 15 saniyede doldurulabiliyor. Bir kuponda 6 kolon olduğuna göre bir kupon da yaklaşık 1.5 dakikada doldurulabilir. Büyük ikramiyeyi bulmak için 4 milyon 304 bin 528 kupon doldurmak zorunda olduğumuzdan bu da yaklaşık 6 milyon 456 bin 792 dakikaya ihtiyacımız olduğunu ortaya çıkartır. Bu da 107 bin 613 saat ve yaklaşık 4 bin 484 güne denk gelir. Oysa çekiliş bu perşembe yapılacak. İşte bu noktada ortaya dev kadro ihtiyacı çıkıyor. Pazartesi gününden itibaren perşembe gününe kadar kupon doldurma işlemi yapmayı planlarsak önümüzde 3 gün var demektir. Buna göre 1.5 dakikada bir kupon doldurmak için yaklaşık iki bin 242 kişiye ihtiyaç var. Bu ekip ise vardiyeli çalışacak. Ekibin yarısı 12 saat, yarısı da 12 saat olmak üzere. İşte bu şartlar altında perşembe gününe bütün kolonlar yetiştirilmiş olur. Süper Loto bayinin 24 saat aralıksız çalıştığını varsayalım. 5 saniyede bir kupon işlendiğini düşünürsek 24 saatte 17 bin 280 kupon girilebilir. Oysa bizim elimizde 4 milyon 304 bin 528 kupon bulunuyor. Bu da yaklaşık 63 makine 24 saat aralıksız çalışırsa bu kuponların sisteme gireceğini gösterir.
(Vatan)

Yeni bir Dünyanın umudu gelecek mi??

Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA), Güneş Sistemi dışında Dünya'ya benzer ve yaşanabilir gezegenler arayışları çerçevesinde, Kepler adlı uzay aracını cumartesi günü fırlatacak.
NASA'nın Kepler projesi yetkilileri, 1,03 ton ağırlığındaki Kepler uzay aracının bir Delta 2 füzesiyle 7 Mart Cumartesi TSİ 05:49'da Florida'daki Cape Canaveral Uzay Üssü'nden fırlatılacağını belirtti.
NASA'nın Astrofizik Bölümü Direktörü Jon Morse, Güneş'in yörüngesine yerleşecek Kepler'in Dünya benzeri koşulların bulunabileceği gezegenlerin bulunması ve incelenmesi çabalarında ilk ve çok önemli bir proje olduğunu belirterek, "gezegen avcısı Kepler" uzay aracına Samanyolu galaksisinde Dünya ölçütlerindeki gezegenlerin ne kadar sık olabileceğini anlamada büyük görev düştüğünü söyledi.
Samanyolu galaksisinin Cygnus-Lyra bölgesinde 3,5 yıl boyunca 100 binden fazla Güneş benzeri yıldızı inceleyecek olan Kepler'in yıldızlardan çeşitli uzaklıklarda Dünya ölçülerinde veya daha büyük yüzlerce gezegen bulması bekleniyor.
Kepler, şimdiye dek uzayda en gelişmiş (95 megapiksel) kamera sistemine sahip.Avrupalı astronomlar geçen ay, Güneş Sistemi dışındaki en küçük Dünya benzeri kayalık gezegeni gözlemlediklerini açıklamıştı.
Avrupa Uzay Ajansı'ndan (ESA) yapılan açıklamada, Aralık 2006'da yörüngeye fırlatılan COROT uydu teleskobuyla yapılan keşifte gözlemlenen dış gezegenin (exoplanet) Dünya'nın iki katı kadar büyükte ve Güneş benzeri bir yıldızın etrafında döndüğü belirtilmişti.
Bu mini kayalık gezegenin yüzey sıcaklığının çok yüksek, yaklaşık 1100 santigrat derece olduğunu belirten bilim adamları, gezegenin büyük olasılıkla lav veya su buharıyla kaplı olduğuna işaret etmişti.
Astronomlar, yine de Dünya ölçülerine sahip gezegenlerin çok ender olduğuna işaret ediyor. Kepler projesinin maliyeti 600 milyon doları buluyor.
NASA, ayrıca uzayın keşfine kamuoyu katılımını arttırmak amacıyla, Kepler uzay aracıyla uzaya milyonlarca isim gönderiyor.
(aa)

9 Mart 2009 Pazartesi

2008 deki internetteki marketlerin dağılımı

eMarketer verilerine göre 2008 sonu itibariyle Amerika ‘da kullanıcılar tarafından oluşturulan içerik sayısı 82 milyona ulaşmış.
Yukarıdaki tabloda da görebileceğiniz gibi 82 milyonun açılımı ise şöyle :
Sosyal Ağlar = 71.3 milyon içerik
Bloglar =21.2 milyon içerik
Video =15.4 milyon içerik
Diğer = 11.6 milyon içerik
Bu veriler Amerika için. Maalesef Türkiye için bu tür verileri toplama analiz ve etme şansımız yok. Bizde elimizdeki ile yetinip Amerika verilerini değerlendirmeliyiz.
Kullanıcılar tarafından oluşturulan içerik = Web 2.0 ın hammaddesidir.
Bunun açılımı ve değişim oranları ve dağılımı da web 2.0 da trendleri verir bize.
Sonuçta web 2.0 denen akımda 3 ana başlık sosyal ağlar, bloglar ve video.
Bunlardan da en popüler olanı ise açık ara ile sosyal ağlar.
Sosyal ağlar önümüzdeki en az 5 yıl daha popülerliğini katlanarak arttıracak diyebiliriz
115 x 86 Button